Adamus Bremensis’in Gözünden Amazonlar ve Kadınlar Diyarı


Ortaçağ yazmalarının çokça garip öyküler, doğaüstü varlıklar ya da var olmayan ülkelerden bahsettiklerini görürüz. Cynocephaliler, Demonlar, Cadılar, Devler, Cüceler, Monopodlar ya da çok başlı Deniz Yılanları hemen aklımıza geliveren doğaüstü varlıklardır. Ortaçağ meraklıları az ya da çok bu varlıkları okumuş, renkli tasvirleriyle kâbuslara dalmıştır. Kâbuslardan uyanmanın ve bilinmezleriyle dolu aynı metinlerde bahsedilen var olmayan ülkelere gitmenin vakti gelmiştir belki de. Vikingleri nasıl Hıristiyan yaptığını ballandırarak anlatan ancak bunu yaparken de yaşadığı coğrafyayı ve dinlerini değiştirdiği insanları anlatan Adamus Bremensis’ten ve gizemini bize azıcık araladığı Amazonlardan bahsetmek istiyorum sizlere. Adamus’un belki de kayıp Amazon halkını Baltık Denizi’ndeki küçük bir adada bulmuş olabileceğini göstermek istiyorum.


Öncelikle yazarımızı tanıyalım diyeceğim ama Adamus hakkında çok fazla şey bilmiyoruz. On birinci yüzyılda Bremen’de yaşamış bir din adamıdır kendisi. Yazdıkları Vikingler hakkındaki ilk yazılı kaynak olmasaydı belki de adını dahi duymayacaktık. “Gesta Hammaburgensis ecclesiae pontificum” adını verdiği eserini Türkçe’ye çevirdim ve fark ettim ki yazdıkları sadece Vikingler ile ilgili değildir. Vikingler kadar Germenleri, Slavları ve bu yazıya konu olacak olan Amazonlar hakkında da ilginç bilgiler veriyordu. Amazonların “terra feminarum” dediği bir yerde yaşadığını söylüyordu. Amazonların da nasıl Hıristiyanlaştırıldığını anlatıyor ve Hıristiyan olmadan önce nasıl bir yaşamları olduğu hakkında bildiklerini sıralıyordu. Merak ediyorum da Dilimize “Kadınlar Diyarı” olarak çevirdiğim “terra feminarum” neredeydi?
- Terk Edilmiş Naissaar Adası’ndan Bir Kare
Görsel Kaynak: visitestonia.com
Adamus’un kaynakları sınırlıdır, konuştuğu din adamları, tüccarlar ve kimi devlet büyüklerinden ve kısmen de eline geçen yazılı kaynaklardan derlediği bilgileri kaydetmiştir. Bu nedenle yazdıkları sınırlı ölçüde kabul edilebilir bir tarihselliğe sahiptir. Yine de kendisi yazılı bir metinde Vikinglerden bahseden ilk kişidir. Vikinglerin dinlerini, inanışlarını, toplumsal yapılarını ve yaptıkları kimi seferleri kaydetmiştir. Kuzey Avrupa’nın coğrafyasını çıkarmış, birçok mekânın ismini ilk kez zikretmiştir. Bahsettiği ülkelerden birisini adının Kadınlar Diyarı “terra feminarum” olması da merakları çekmektedir. Bu ismi nereden edinmiştir ya da anlattığı Amazonları bizzat görmüş müdür, ya da gören tanıklardan mı dinlemiş midir bilmiyoruz. Yine de Adamus’un yazdıklarıyla Amazonları ve Amazonların yaşadığı Kadınlar Diyarı “terra feminarum”u tarihsel bir merakla not ediyoruz.
Adamus’a göre Amazonlar, “terra feminarum” dediği bir yerde yaşıyorlardı. Kadınlar Diyarı’nın tam yerini tarif etmiyor Adamus ama Estonya’ya çok yakın olduğunu belirtiyor. Amazonlar’ın sık ormanlarda yaşadığını öğreniyoruz. İsveç’ten deniz üzerinden ulaşılabilen yerdir burası ve Birka’ya da çok uzak değildir. Günümüzde bu niteliklere uygun, Naissaar isimli küçük bir ada Tallinn Körfezinde bulunmaktadır. Eston dilinde Naissaar’in Kadın Adası anlamına geldiğini duyduğunuzda şaşırmayacaksınız sanırım. Bu küçük ada günümüzde neredeyse terk edilmiştir, birkaç yazlıkçı köyünden başka bir şey olmayan ağaçlık bir adadır. Kim bilir belki de Adamus’un Amazonları hala o ağaçlardadır.

Sormadan edemiyorum: Yoksa Viking Kadınları Amazon muydu?
Kaynak: Vikingler Dizisi, History Channel
Adamus’a göre Amazonlar ağaçlık bölgelerde yaşıyordu, düşmanlarını sularına kattıkları zehirlerle öldürüyorlardı. Din değiştirmeleri için kapılarına dayanan Misyonerleri dinlemiyor, onlara karşı çeşitli doğaüstü güçlerini kullanarak, büyüler ve efsunlar yapıyorlardı. Misyonerler ise başlarına musallat olan talihsizlerden yine dinlerine sarılarak kurtulmaya çalışıyordu. Adamus, İsveç’in nerede bittiğini anlatmak için Kadınlar Diyarı’ndan bahseder ve İsveç’in sınırını terra feminarum’da gösterir. Adamus’a göre Amazonlar doğmaz, damlayan suda zuhur ederdi. Ancak verdiği bu efsanevi bilgiyi kendi dinsel öngörüsüzlüğüyle saklamaya çalışır ve Amazonların kötü yola düştüğünü ima eder. 

Adamus’un Amazonların cinsel hayatını tartışır. Zaten tüm kitabı boyunca kadınların cinselliğini yorumlamaktan kendisini alıkoyamamaktadır. Kadınları sevmez, kadınlara saldırır ve dinsel bağnazlığı ile onları lanetler. Amazonlar’a aynı hadsizlikle yaklaşır. Amazonların doğan çocuklarından eril olanların Kinokefalos olduğunu söyler, dişil olanların ise yine kendileri gibi Amazonlaştığını anlatır. Kinokefalos Yunan mitolojisinde efsanevi kurt başlı canlılara verilen isimdir ve Adamus’a göre Kinokefaloslar Amazonların eril çocuklarıdır. Adamus’un yazdıkları tartışmaya açıktır elbette ama Amazonlar hakkında ve bahsettiği Kadınlar Diyarı “terra feminarum”un Naissaar olması ihtimali dahi merakımızı daha da çekmektedir. Belki bir gün orada buluşuruz, kim bilir. 

Kadınlar Diyarı “terra feminarum”u gösteren bir harita.
Görsel Kaynak: Axel Anton Bjornbo, Adam af Bremens Nordensopfattelse, 1910.

İşte Türkçe’ye çevirdiğim Gesta’sından Amazonlar ile ilgili kısımlar:
Rahiplerini azleden İsveçliler, bu arada kutsal intikam ile kovuşturulmaktadır. Öncelikle aslında, kralın oğullarından Anund Emundsson isimli olanı babası tarafından dominyonlarını genişletmesi için Amazonlar olduklarını düşündüğümüz Kadınlar Ülkesi’ne gönderildi, ve burada kendisiyle birlikte ordusu su pınarlarına karıştırılan zehirle öldürüldü. Bundan sonra birçok başka talihsizlik yanında İsveçliler kuraklık ve kıtlık mağduru olmuş ki temsilcilerini başpiskoposa göndermiş ve kendilerine rahip istemişler ve iyilik umuduyla inanca döneceklerini vaat etmişlerdi. (Adamus Bremensis, III: 16, s. 135-136)

Baltık Denizi’nin girişinin kuzey kesimlerine dönersek önce Norveçliler gelir, sonra Scania, ki Danlara ait olduğu ortaya çıkar, ötesinde de Gotlar Björkö’ye kadar uzanan devasa yönetimleriyle yaşar. Ondan sonra İsveçler Kadınlar Diyarı’na kadar engin bir bölgeye hâkimdir. (Adamus Bremensis, IV:14 s. 200)

Üstelik orada, o denizde en büyüklerinin Estland olarak anıldığı başka birçok ada olduğunu bize söylediler. Daha önce konuştuklarımızdan daha küçük bir ada değildir. Halkı, ayrıca, Hıristiyanların Tanrı’sından tümüyle habersizdir. Ejderhalara ve kuşlara tapınırlar ve ayrıca onlara tüccarlardan satın aldıkları canlı insanları kurban ederler. Kurban edecekleri bu adamların görebilecek her yerini iyice inceleler ki dediklerine göre eğer bedenen kusurlu olursa ejderhalar reddederlermiş. Bu ada dendiğine göre, gerçekten de, Kadınlar Diyarı’na çok yakındı, zira daha önce bahsedilen yer İsveçlerin Björkö’sünden çok da uzak değildir. (Adamus Bremensis, IV:17, s. 201)

Bu denizde vahşi barbarların üşüştüğü, bu yüzden de denizcilerin kaçındığı birçok başka ada daha vardı. Benzer biçimde Baltık Denizi açıkları çevrelerinde dendiğine göre Amazonlar, şimdi Kadınlar Diyarı olarak anılan yerde yaşıyorlardı. Bazıları bu kadınların damlayan sudan zuhur ettiğini söyler. Bazıları yine bu yolları kullanan tüccarlar tarafından hamile bırakıldığını iddia eder, ya da tutsak aldıkları adamı aralarına almalarından, veya da oralarda çok da ender olmayan çeşitli canavarlardan. Bu açıklamanın ayrıca daha güvenilir olduğunu düşünüyoruz. Hem bu kadınlar doğurduklarında piçleri eril cinsiyet ise Kinokefalos olur, dişi türden ise en güzel kadınlardan olur. Kendi başlarına yaşayan, sonra erkeklerle birlikte olanları hakir gören ve erkekler yanaşırsa onları erkek gibi uzaklaştıran. Kynokephaloslar kafaları göğsünde olan adamlardır. (Adamus Bremensis, IV:19, s. 203)

Doç. Dr. Selahattin ÖZKAN





















Bremenli Adam'ın söz konusu kitabının Türkçe çevirisi için bakınız:
Barbarlıktan Medeniyete Vikingler: Bremenli Adam Hamburg Kilisesi Piskoposları Tarihi
Çev: Selahattin Özkan, 2017, İstanbul: Yeditepe Yayınları.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder