Asırlar önce bir İmparatorluk Başkenti olarak kurulan İstanbul, kurulduğu andan bu yana dünyanın dört bir tarafından ilgi odağı olmuştur. Boğazın boynuzundaki küçük Byzántion yerleşimini temel alarak dünyanın merkezi olacak bir imparatorluk başkenti inşa eden I. Konstantin, Hıristiyanlığı kabul eden ilk Roma imparatoru olması sebebiyle adıyla anılan bu kenti, yeni inancını Roma kenti mimarisinin kadim süsleriyle harmanlayarak Hıristiyanlığın en güzel abideleriyle donatmıştır. Bu güzel kenti ziyaret eden, çevreleyen, işgal etmek isteyen ya da ele geçiren her yeni topluluk ona yeni bir isim vermiştir. Bu haliyle belki de dünya tarihinde kendisine en çok isim verilen kentlerden birisi olmuştur. Konstantinopolis, Konstantiniyye, Roma Constantinopolitana, Rūmiyyat al-Kubra ve Çarigrad gibi birçok isim bu kente yakıştırılmış ve verilmiştir. Bu yazıda ise bu güzel kente çok uzak yerlerden, Avrupa’nın kuzey kıyılarından gelen Vikinglerin verdiği ismi ve bu kentteki izlenimlerini ele alacağız.
Lucrezia Borgia’nın On Beşinci Yüzyıldaki Düğünü ve Türk Konuğu
Evlilik törenleri konukları, şaşaları ve dedikodularıyla günümüzde de kamuoyunun her zaman ilgisini çekmiştir. İster sıradan bir mahalle düğünü olsun isterse kraliyet mensuplarının saraylarda gerçekleştirdiği ihtişamlı bir tören olsun evlilik törenleri kayda alınmak ve tarihe not düşünmek için önemli olaylar olarak görülmektedir. Burada yayınlayacağımız metin ise on beşinci yüzyılda gerçekleştirilmiş bir kraliyet düğününü ele almaktadır. Hırsları, entrikaları ve komploları ile Avrupa tarihini şekillendiren en ünlü ailelerden birisi olan Borgiaların evlilikleri dahi siyasetlerinin bir parçası haline gelmiştir. Lucrezia Borgia ile Giovanni Sforza d'Aragona arasında kurulan evlilik bağı gelinin babası Papa VI. Alexander’in gölgesinde Avrupa siyasetinin açık bir gösterisine dönüşmüştür. İşin ilginç yanı ise tanıdık bir konuğun unutulmuş bir anısını ve artık kim olduğunu bilmediğimiz önemli bir Türk konuğun öyküsünü bu ihtişamlı töreni kaydeden Johann Burchard’in kaleminden okuyoruz.
Viking Mitolojisi Kapsamında Tarkan "Viking Kanı" Filmi İncelemesi
Vikingleri, tarihlerini ve inançlarını kendisine konu edinmiş birisi olarak yıllardır önüme çıkan bir soruyu yanıtlamak isterim. Çalışma alanımı öğrenen herkesin aklına ilk ve tek gelen şey Tarkan: Viking Kanı isimli filmdir. Bazen bu filmin yanı sıra bir de ülkemizde Vikingler adıyla gösterilen “Wickie und die starken Männer” isimli çizgi film de eklenir ama onu daha sonraya bırakarak Türkiye’de yapılmış ilk ve tek Viking filmi olan 1971 yapımı Ertem Eğilmez filmine ciddiyetle bakarak yıllardır peşimi bırakmayan bu sorunsalı noktalamak isterim. Burada filmin internette sahip olduğu üne ve kimilerince hafife alınan teknik yetersizliğine takılmadan ciddiyetle ele almaya çalışacağım.
Evde Olamamanın Uzun ve fakat Kısa Tarihi Üzerine
Sincan’da İslamistan ve Bir Hayali Halife: Bertram W. Sheldrake
Viking Mitolojisinde Dokuz Rakamı ve Önemi
![]() |
Collingwood, 1908 |